Warning: unlink(C:\Inetpub\vhosts\arslankaya.net/httpdocs/cache/cache_207d3b64cd7bff71be3668cd24232e6b) [ function.unlink]: Permission denied in C:\inetpub\vhosts\arslankaya.net\httpdocs\components\libraries\cmslib\libraries\cache.php on line 127
HERŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEK |
|
|
Pazar, 12 Şubat 2012 |
Çok değil yaklaşık 30 sene önce yani her şeyi serbestleştirilerek Dünya ile ekonomik bütünleşme düşüncesi gelişmeden, her zor durumda kalan çözümü Devlette arardı. Öyle ki sistemin adı bile öyle konulmuştu.Karma Ekonomi.Yani Devlet tüm kamusal hizmetleri yapacak ama ilaveten özel sektörün önünü açacak tüm yatırımları da yerine getirecekti.Nitekim Cumhuriyetin ilk yıllarında zorunluluktan Devletçe yürütülen ekonomik hizmetler ve yatırımlarda sağlanan başarı , bu işletmeleri ekonominin temel taşı haline getirmiştir.Zamanla özel sektörde sermaye birikimi başladıkça Kalkınma Plan ve Yıllık Programlarda hedef,tercih ve ilkeler değişmeye başladı.Bir taraftan da Kamu İktisadi İşletmelerinin verimsiz olduğu, kaynak savurganlığı yaptığı fikri pompalanmaya başladı.Devlet ile devletçilik kavramları karıştırılmaya başlandı.Daha önemlisi çağa ayak uydurma söylemi ile devletin ekonomiden çekilmesi fikri işlenmeye başlandı.Hatta devlet işletmesinin gerekliliğini savunanlar çağdışı,muhafazakar,siyasi söylem olarak da devletçi,solcu gibi tanımlamalarla dar kalıplara sığdırılmaya çalışıldı.1980 li yıllara gelinip 32 Sayılı Karar ile Dış Ticaret ve Sermaye Hareketleri serbestleşmeye başlayınca İktisadi Devlet İşletmelerinin borçlandırılarak zora sokulmasının önü açıldı.İktidarı,muhalefeti,yazarı,çizeri ağız birliğiyle Devletin Ekonomiden çekilerek gerçek sermaye birikimi ve özel sektör girişimciliğinin hayata geçirilmesi fikrini topluma kurtuluş reçetesi olarak sundular.Sonunda 2001 yılında Türkiye ye özgü ekonomik kriz, devletin kaynaklarının bankalar ve müteahhitlerce acımasız bir şekilde boşaltıldığı bir anda kapımızı çaldı.Gerisini artık herkes hatırlar. IMF ile anlaşmalar yapıldı,ekonomi yönetimi Dünya Bankası kültürü ile yetişmiş bir uzmana bırakıldı. Ülke yönetimi ise yeni dünya düzenine daha uyumlu,dinamik,yeni ve yıpranmamış kadrolara teslim edildi.
Türkiyede bu gelişmeler olurken Amerika ,Dünyanın koruyuculuğuna soyunarak savaş ve işgaller ile dikkatleri üzerine çekerken Bankalar,şirketler,finans kuruluşları ,Ülke Ekonomilerine yön verebilecek büyüklükteki fonlar Dünya Ekonomisini şekillendirdiler.Ne zaman ipin ucu kaçtı,doyurulamayan iştah riske dönüştü,banka batmaları başladı.Birleşmeler veya zoraki deviralmalar işe yaramayınca kurtuluş DEVLET te arandı.Böylece kapitalizmin anavatanında kurtarıcı olarak devlet gündeme getirildi.Bu yaklaşım çok itibar ve kabul gördü.Finansman sıkıntısına giren banka ve finans kuruluşlarına,sigorta şirketlerine , vatandaş vergilerinden oluşan Devlet kaynaklarını aktarmaya başladılar.Birden Devletin kurtarıcılığı hatırlandı.Bir ara Türkiyede de çok dillendirildi ama kaynak olmadığı anlaşılınca bu kez de IMF ile anlaşma yapılarak sağlanacak mali imkandan özel sektöre doğrudan destek fikri geliştirildi ancak anlaşma sağlanamayınca istemler seçim sonrasına bırakıldı. Şimdi Devlete el açanlara hatırlatmak gerekir.Siz değilmiydiniz Devleti ekonomik hayattan çekerek geleneksel kamu hizmeti dışında ekonominin hiçbir noktasında bulunmamasını isteyenler.Geçmiş olsun.Artık, Devlet, ancak kendi önündeki sorunları çözmekle uğraşabilir.Siz başınızın çaresine bakmak zorundasınız.Kolay gelsin. 06.03.2009
|
|
|