Warning: unlink(C:\Inetpub\vhosts\arslankaya.net/httpdocs/cache/cache_cbd791d8f457269abb99cdb13ca8749c) [ function.unlink]: Permission denied in C:\inetpub\vhosts\arslankaya.net\httpdocs\components\libraries\cmslib\libraries\cache.php on line 127
TÜRKİYE EKONOMİSİ YENİ BİR KRİZE DAYANIKLI MI? |
|
|
Pazar, 12 Şubat 2012 |
Türkiye ekonomisinin etkileşim haritasına baktığımız zaman dünyada yaşanacak her ekonomik gerilim, dengesizlik ve yapı bozukluğu Türkiye’yi kısa bir sürede etkileyecektir.2007 yılında Ankara’da da çoğu iş adamı ve bürokratlardan oluşan bir dinleyici kesimine sunduğum “Türkiye ekonomisi,görünüm ve beklentiler” başlığını taşıyan konferansta Amerikan ekonomisinde olan yaşanmakta olan ekonomik durgunluğun giderek bir finansal krize dönüşeceğine bu nedenle gerekli önemlerin süratle alınması yolunda önerilerde bulunmuş idi.Bahsettiğim konferansta vurguladığım temel noktalar şunlardı.
-Küreselleşmenin bir sonucu olarak dünyanın neresinde ekonomik etki yaratan bir gelişme olursa saat farkı ile Türkiye’ye yansıyacaktır.Bu nedenle bütçe, hazine, nakit yönetimi, büyüme hedefi, borçlanma politikalarımızı sadece ulusal kaynaklarla oluşturmak dönemi bitmiştir.Dünyada yaratılan değerlerin %75 ine egemen olan ülkeler elbette ki ekonomisini yönlendirebileceklerdir.Bu yüzden edilgen ve etkilenen bir ekonomiye sahip olduğumuzu bilerek kendimizi nasıl koruya biliriz felsefesini egemen kılmamız lazım. Yapılan araştırmalara göre2009 2010 ve 2011 yıllarını kapsayacak son ekonomik kriz ülkeleri farklı boyutlarda etkileyecektir.Enerji kaynağı ve tarım ürünü gibi ticari değerlere sahip ve dünya ölçeğinde entia satışlarından gelir sağlayan yada sanayiye yönelik ara malı üretip bunun satışını sürdürebilen ülkeler krizden daha az etkileneceklerdir,Ülkelere baktığımız zaman Rusya ve körfez ülkeleri petrol yataklarından,Birezilya şekerden,Avusturalya petrol yataklarından Japonya agır sanayi üretim sayesinde daha az zarar göreceklerdir.Krizden en fazla etkilenecek ülkeler ise büyümesini ve ekonomik sürdürebilirliğini yüksek tutarlı dış borçlanma ile sağlamış ülkeler daha zararlı çıkacaklardır.Türkiye bütün bu gelişmeler içerisinde fiyatları sürekli artan temel girdi ürünlerinin ithalatçısı olması, ihracatının azalması çevirmesi gereken iç ve dış borç yoğunluğu ile riski yüksek olan ülkelerin başında gelmektedir.Önceki yıllarda önemli bir gelir kaynağı oluşturmuş özelleştirme gelirlerinin azalması, ekonominin küçülme hedefiyle birlikte doğrudan yabancı sermaye girişindeki azalma iç siyasal ortamdaki negatif etkileşim dünyada yaşanacak yeni bir dalgalanmanın Türkiye’yi etkisi ciddi boyutlarda olabilecektir.Ancak gerek bankacılık sisteminin düzenlenmiş olması, hatırı sayılır bir şekilde denetleniyor olması gerekse reel sektörün yeni borçlanma yerine son 5 yılda aldığı borçları ödemeye yönelik bir planlama içerisinde olması ekonominin hassas noktalarına direnç kazanmaktadır.Özellikle dünyadan alınan olumlu veriler ve sinyaller gittikçe ekonomiye yönelik olarak bir güven artışının olduğunu göstermektedir.Küresel ekonominin bir güven ortamına girmesi yeni teşvik paketleri, borç verme ve borç alma hacimlerini olumlu yönde etkileyecek böylece yeni bir ekonomik sarsıntıyı konuşmaya gerek kalmayacaktır.
|
|
|