Sanayi üretimi Mayıs ayında yıllık bazda % 17.4 daraldı. Nisan ayına göre yüzde beş oranında iyileşmenin yarattığı moral yeterli olmadı. Otomotivde iç satışlar yüzde yirmilere ulaşan oranda artığı halde, üretime yansımadı. Otomotiv üretiminde daralma yüzde 42 lere ulaştı. Demek ki, piyasa canlandı dediğimiz, stoklarla ilgiliymiş. Üretime etki etmeden stoklardan satış yapılması bile finansal açıdan bazı olumlu katkılar verecektir. Ancak, 5 ayda sanayi üretimimizin yüzde 20 düşmesi, önemli ve üzerinde durulması gereken bir faktördür. Dayanıklı mallarda ise, üretim Mayıs ayında Nisan’a göre yüzde 4 geriledi.
Tablo bu olduğuna göre, önce sanayiciler ne diyor ona bakalım. Özetle ; - Sanayiciler, toparlamanın kısa sürede olamayacağını,
Yatırımları ve iç pazarı canlandıracak tedbirlere ihtiyaç olduğu, İstihdam kayıplarını önleyecek, üretimi arttırıcı tedbirlere ağırlık verilmesi gerektiği, Üretim Odaklı yeni bir teşvik sistemi getirilmesi, Sanayici başta olmak üzere ödeme güçlüğüne düşenlerin vergi, sigorta, enerji borçlarının yapılandırılması, Devletin borçlarının süratle ödenmesi, Sanayicinin mali sektöre olan borçlarının süratle yapılandırılması, KOBİ kredilerine kamu desteği verilmesi, gerektiğini söylüyorlar.
TOBB ‘un Hükümete önerdiği ‘’Yatırım Teşviki Yerine Üretim Teşviki Verilsin’’ başlıklı rapor daha kapsamlı değerlendirme ve talepleri içeriyor. Peşin verginin kaldırılması, şirket birleşmeleri ve tasfiyesi işlemlerinin kolaylaştırılması, uzun vadeli konut edinimlerindeki vergisel yükün azaltılması, TOKİ’nin haksız rekabetinin giderilmesi, yenilenebilir Enerji Kanunu’nun tekrar meclise getirilmesi. Bunlara karşı Hükümet Üyeleri şunları söylüyor: ‘’ Kötüye gidişin yavaşladığı bu dönemde Türkiye krizden çıkışta yol almaya başladı. 2008 düzeyini son baharda yakalayacağız. ’’ Özetle tarafların talep ve düşünceleri özet halinde böyle. Yani tümüyle iş ekonomik ve politikalara odaklanmış değerlendirmeler. Oysa krizin adı ‘’küresel kriz’’. O nedenle G 8 toplantısında bu krizde ciddi sarsıntı geçiren gelişmiş ülkeler, ABD, Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Kanada ve Rusya katılıyor. Yorumlardan çıkan sonuçlara göre, zirvede, ülkelerin kriz için aldıkları ulusal önlemler değerlendirilecek. Türkiye’yi de etkileyecek bazı kararlar çıkabilir. Zirvenin önemli bir noktası Türkiye’nin bölgesel gücünün kabul edilmesi. Yani Brezilya, Meksika, Çin, Hindistan, Güney Afrika gibi ülkelerle birlikte danışılacak ülke konumunda. G 8 den çıkacak uyarılar Türkiye için de önemli olacak. Yeni bir krizin yaşanmaması için yapılacak öneriler, Türkiye’de alınmış önlemlerin önünü açabilir, boyutunu değiştirebilir. Tekrar sanayideki tabloya, sanayicilerin ve TOBB’un önerilerine dönelim. Özellikle TOBB Raporunu okuyunca akıcı ve akılcı noktalar dikkati çekiyor. Hatta, bir iki nokta dışında ilk bakışta herşey çok güzel sunulmuş. Canı yanan sanayici, KOBİ hatta ticaret erbabı her öneriden kendisine bir pay çıkartabilir. Ancak dikkat edildiği zaman, öneriler, kamu kaynaklarının özel sektöre aktarılması ya da bütçe gelirlerinden (vergi gelirlerinden) vazgeçilmesi başlıklarında toplanıyor. Aylar önce IMF ile görüşmeler bu noktaya gelmeden Türkiye’nin IMF’den kullanacağı kaynağın 15 milyar $ mı 20 milyar $ mı tartışılırken, yine bu finansal kaynağın bir bölümünün doğrudan özel kesime finansal destek olarak aktarılması görüşleri de dile getirilmişti. Rapor hazırlamak kolay. Herşeyi, ilgilileri mutlu etmek için süslenmiş cümlelerle kaleme almak da zor değil. Ama ekonomik sonuç doğuracak önerilerde bulunurken ‘’kaynak’’ ve bu kaynakların ‘kullanım’’ imkanlarını iyi değerlendirmek gerekir. Genelde TOBB’un, özelde sanayicilerin talep ettiklerinin tümü kamunun kendi nakit dengesi dışında yeni kaynaklar yaratması gerekiyor. Çünkü Merkezi Yönetim Bütçesi ciddi açıklar veriyor. Bütçe Açığı, borçla finanse ediliyor. Borçlanma yerine yeni vergi koymak kriz dönemlerinde en zor şey. Var olan vergileri almamak, ya da vergi indirimleri yoluyla bir kısım vergilerden vazgeçmek, kamunun borçlanma ihtiyacını arttıracaktır. Kamu Yönetimi’nden talep edilenleri akılcı bir süzgeçten geçirilerek, uygulanabilir taleplere dönüştürülmesinin, ‘’işadamları’’ için anlaşılabilir bir düşünce olacağına inanıyorum
|