|
Maliyeci olmadığı halde çok başarılı olmuş iki maliye Bakanı hatırlarım.İlki, Doç. Dr. Yılmaz Ergenekon,diğeri ise Cihat Bilgehan.Her ikisi de , Maliye Topluluğunun saygı ile andığı siyasetçiler. Başlıkla bu anma ve anımsamanın ilgisine gelince.Rahmetli Ergenekon,ciddi ve çalışkan bir devlet adamıydı.Bakan olduğu dönemde Hazine de Maliye Bakanlığı’na bağlı olduğu için Bütçe Yönetimi,Hazine Nakit Yönetimi hatta Merkez Bankası ile ilişkileri de koordine ettiği için Ekonomi Yönetiminin tümüyle başında ki kişi durumundaydı.Böyle olunca,geleni gideni,ziyaretçisi,siyasetçisi eksik olmazdı.Her gelenin de ekonomiyi kurtarma projeleri olduğu için tümünü dinleme yerine , ‘Akıl Verenler Dosyası’ diye bir dosya açtırarak akıl verecekleri dinleme işini Danışmanlarına vermişti.Maliye Bakanlığı’nda evrak tasfiyesi yapıldığı bir tarihte tesadüfen,atılan kitaplar,notlar arasında ben bu dosyayı imha edilmekten kurtardım.(O Tarihte Bakanlıkta Muhasebat Genel Müdür Yardımcısı idim).Dosyayı günlerce okudum, gerçekten akıl verenler çoktu ama çözüm öneren yoktu.’
Yazıma yukarda ki başlığı attığım anda bu dosyayı anımsadım.Acaba işadamına akıl verirken,öğütleri sıralarken yanıtlarını ya da çözüm önerilerini de getirebilecek miyim yoksa akıl vermekle mi kalacağım diye.
Kararı siz verin.
-1-
Neler Yapmalı?
Önce ‘öğüt vermek’ nereden çıktı.Çünkü şimdi akıl alma zamanı,ya da danışmanları dinleme zamanı. Yaşadığımız bu sıcak günler daha da ısınmadan herkesin şapkasını önüne koyup, ‘biz krizin neresindeyiz?’diye sormasını gerektiriyor. Neresinde olduğunu bilmek ancak bir ekip çalışması ile olanları iyi okumak, olabilecekleri de doğru tahmin edebilmekten geçiyor. O halde neler yapabiliriz? Bunları sırayla anlatalım. Vurgulayacağımız başlıkları, bir öğüt verme gibi de düşünebiliriz, akıl verme gibi de. Karar iş adamının elbette.
1.Her işadamı işletmesinin gerçek durumunu yansıtan bilançosunu çıkartmalıdır. Bilindiği üzere ne yazık ki, ülkemizde (3) ayrı bilanço düzenlenmektedir. Birincisi, Maliye için, gönülden kopan vergiye dayanak olmak amacıyla. İkincisi Bankalar için daha gerçeğe yakın ki buna ‘Değerlenmiş’ yada güncellenmiş bilanço diyebiliriz.Üçüncüsü ise her iş adamının,işletme sahibinin kafasında,bilgisinde olan ancak çok ortaya çıkarılmayan bilanço ki, biz buna ‘işletmenin gerçek fotoğrafı’ diyoruz.Tıpkı birincisini ‘kaydi bilanço’ diye adlandırdığımız gibi.
İşletmenin kayıt içi ve dışı tüm varlık,alacak,borç ve karlılığını yansıtan gerçek bilanço ile tüm gelir ve giderlerini yansıtacak ‘gelir tablosu’ işletme fotoğrafını gösterecektir.Bu fotoğrafın tamamlayıcısı ise nakit giriş ve çıkışları ile dönemler itibariyle nakit fazla ve noksanlıklarını gösteren ‘nakit bütçesi’dir.İşletme ölçeğine göre ‘yatırım ve işletme bütçesi’, ‘satış bütçesi’ gibi detay planlama ve tahmin tabloları var ise bunların da ‘reel’ rakamlarla güncelleştirilmesi, işletme fotoğrafının da bu bilgi ve belgelere göre netleştirilmesi gerekir.
2.Çıkan gerçek tablonun durumuna göre işletmede atıl durumdaki tüm gayrimenkul, demirbaş ve taşıtların nakde çevrilmesi gerekir. Zaman kazanç değil işletmeyi sürdürebilme zamanıdır. -2-
3.Gerek piyasa borçları gerekse banka ve finans kuruluşlarından sağlanmış ticari krediler yeniden yapılandırılmalıdır. Mümkünse,kısa vadeli borçlar orta vadeye dönüştürülmelidir.
4.Maliyet azaltıcı masraf tasarrufuna daha ağırlıklı olarak yer verilmeli,her tasarruf bir yeni müşteridir diye düşünmeyi alışkanlık haline getirmelidir.
5.Eğer bünyeler uyuşabiliyorsa,aynı uğraşı konusunda faaliyet gösteren şirketlerlerle birleşme yolları aranmalı,daha sağlam mali bünyeye kavuşturmalıdır.
6-Stoklar en az seviyelerde tutulmalı,yetecek kadar satınalma yapılmalıdır.
7-Son olarak, alınan kararlarda hata payını azaltmak için bu kararlar,uzman danışmanların görüşlerine sunularak bir süzgeçten geçirilmelidir.
 |
Bu içeriğe ait yorumları masaüstüne alabilirsiniz