TÜRKİYE EKONOMİSİNİ NASIL OKUMALI? BÜYÜME-I |
|
|
Pazar, 12 Şubat 2012 |
Ekonominin büyümesi tıpkı işletmenin büyümesi gibi ele alınabilir. Hepimiz biliyoruz ki, bir işletmenin varlıkları ve bu varlıkların kaynakları “bilânço” denilen bir finansal tablo ile gösterilir. Bilânçoda yer alan mevcutlar+alacaklar o işletmenin varlığını gösterir. Bu varlık, ya özkaynaktan karşılanmıştır ya da özkaynak yetmediğinde borç kaynak dediğimiz borçlanma yoluyla karşılanır. Dolayısıyla, borç yoluyla işletme bilançosu dengeye gelir. Aynı şekilde, ülke ekonomisinin de bir bilânçosu vardır. Milli hesaplar yoluyla bu bilânçoyu oluşturmak mümkündür. Çok pratik bir şekilde Türkiye Ekonomisi’nin bilânçosunu oluşturmaya çalıştığımızda şöyle bir tabloyla karşılaşırız:
TÜRKİYE EKONOMİSİ BİLANÇOSU
AKTİF
- Kasa-Banka (Hazine) (Döviz Rezervleri) - Alacaklar (Portföy Alacakları) - Hazine Varlıkları - Arsa, Arazi (Milli Emlak / Maliye Bakanlığı) - Ekonomik Varlıklar - İktisadi İşletmeler (Kamu İşletmeleri ve Özel İşletmeler) - Bağlı Ortaklıklar - İştirakler - Yer altı Zenginlikler - Yer üstü Tesisler - Gayri Maddi Varlıklar - Ülke İsim Hakkı - Kurumsal Haklar
AKTİF TOPLAMI...................................................................................................
PASİF
- Borçlar - Borç Dışı Özvarlıklar
PASİF TOPLAMI..............................................
Bilanço tekniği itibarıyla, varlıklar=borçlar ile borç dışı özvarlıklar toplamına eşit olacaktır. Yani bir ülkenin öz varlıkları ile borçları toplamına eşit ekonomik değeri olan aktif varlığı olacaktır. İşte işletmenin büyümesinin ölçüsü nasıl ki özkaynağı arttırmak, borcu azaltmak ise ülke ekonomisinde de borcu azaltan, varlığı, karlılığı arttıran katma değere “büyüme” diyoruz. Acaba büyüme bakımından ne durumdayız? Bunun için GSMH geçekleşmelerini bilmek gerekir.
GSMH ve GSYIH Gerçekleşmeleri :
Milli Hasıla (Milli Gelir), bir yıl içerisinde toplumdaki bireylerin yarattıkları mal ve hizmetlerin toplamıdır. Milli Gelirin dönemler itibariyle gösterdiği değişiklik, ekonominin performansının hassas bir göstergesidir.
Gayri Safi Milli Hasıla olarak ta tanımlanacak bu kavram bir yıl içerisinde bir ülkede ve aynı zamanda ülke vatandaşlarının yurtdışında faaliyet gösteren kuruluşlarda çalışarak ürettiği malların ve verdiği hizmetlerin o ülkenin para birimine göre değerlenip toplanmasına verilen addır. Başka bir deyişle, bir ülke adına, bir yılda üretilen katma değerdir. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ise bir yıl içerisinde sadece ülke sınırları içerisinde üretilen ve sunulan mal ve hizmetlerin o ülkenin para birimine göre değerlenmesi ile oluşan rakamdır. Bu açıdan, GSMH hesabından ayrılan noktası; yurtdışında elde edilen gelirlerdir. Milli Gelir hesaplamalarında, cari fiyat ve sabit fiyat değerlemesi olmak üzere iki çeşit uygulama söz konusudur. Cari fiyatlarla günümüz değerlemeleri üzerine yapılan hesaplamalarda, enflasyonun etkisi gözükmez. Cari fiyatlarla hesaplanan GSMH değeri ile büyüme hakkında sağlıklı sonuçlar alınamayacağından, her ülkede kullanılan sabit fiyatlı sistem önemlidir. Buna göre, baz olarak herhangi bir yıl alınır ve o yıla endeksli reel artışların hesabıyla gerçek artışları görmek mümkün olur. Bu hesaplamada iki metot söz konusudur. İlk metot olan gelirler yöntemi ile hesaplamada, gelir niteliği taşıyan üretim ve hizmet alanındaki kalemler esas alınır. Türkiye 2008 yılında GSMH hesap yönetimini değiştirmiştir. Yöntem ya da kapsam değişimleri sebebiyle GSYİH revizyonlarına hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ekonomilerde rastlanıyor. Türkiye'nin yeni GSYİH serisi Mart 2008’de açıklandı. Bu seri Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren oluşturulan dördüncü seri oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1948 yılından sonra hemen hemen yirmi yılda bir (1968, 1987, 2007) seri değişikliği yaptı. |
|
|